E-Bülten’e kayıt olun

E-Posta:



Gebze-TÜBİTAK

Gebze-TÜBİTAK

Geçen hafta perşembe ve cuma günlerini Gebze’deki TÜBİTAK merkezinde geçirdik, peşinen söyleyeyim, muhteşem bir yer.

Bir zamanlar Level dergisinden Tuğbek Ölek, Nvidia kampüsüne gitmişti, Silikon Vadisine, onun fotoğrafları geldi gözümün önüne hep. Yemyeşil, sade bir kampüs, aralarda görünen binalar, bir örnek çirkin kutulardansa birinin emeğini gösteren, inşa edilmiş değil tasarlanmış, hesaplanmış yapılar. Tabii o binaların dışını görmek için dahi kontrolden geçildiğini belirtmeme gerek yok sanırım.

Asıl güvenlik binaların içinde, dışarıda “çimlere basmayınız” tabelalarına alışmış gözlere “yüksek güvenlik bölgesidir girilmez” yazısı biraz şaşkınlık veriyor, ama kapıdan girince anlaşılıyor asıl güvenlik. Kimlik kartları ile ilk güvenliği aşarsanız eğer, gidebileceğiniz tek yer kantin. Bilim kurgu filmlerindeki gibi tüplerden geçip giriliyor binanın gerisine. ama binanın gerisi dediğim sadece koridorlar, projelerin her birinin kendi özel güvenliği var bunun üzerine. Tabi cep telefonu, bilgisayar hatta taşınabilir bellek bile içeri girmiyor, binaların dışında dahi fotoğraf çekmek yasakmış, uyardılar üzerinize atlar güvenlik, yapmayın öyle hatalar diye.

Sanmayın ki tek olayı güvenlik, evet arkalarda parendeler atarak ilerleyen özel ajanların girmeye çalıştığı kapılardan var, ama beni en çok etkileyen olay kantinde gerçekleşti. Bir çay, bir poğaça aldım sabah kahvaltı olarak, fiyatını söyledi oradaki görevli abla, ben paramı önümdeki çanaklara koydum, para üstümü de kendim aldım. Orada şaşırmıştım kimse kontrol etmiyor mu diye, sonra fark ettim aslında delice paranoyaklığa ne kadar alışmış olduğumu. O özel güvenlik bölgesinde, ülkenin en iyi bilim adamları var ve insanlar birbirlerine güveniyorlar. Temizlik yapan ablalar masamın tozunu almak için izin istiyor, çalışanlar çöpler toplanırken teşekkür ediyor, gerçekten herhangi bir kamu kuruluşu ile en ufak ilgisi yok buraların.

Tabii ki ulaşım bir sorun, ve evet ilk haftadan sonra 5 kademe güvenlikten geçmek sıkıcı olacaktır eminim, ama herkesin çalışmak isteyeceği gerçekten çok güzel bir ortamları var. İçeride pek bir şey yapmadık, herkesle tanışıp sohbet ettik, ama hepsini sizler de tanıyorsunuz, konuştuğumuz şeyleri de zaten biliyorsunuz, uzatmaya gerek yok.

Tabii bu arada sanmayın ki TUBİTAK-Artistanbul karşılaşmasında durum 1-0. Artistanbul da Azra Akın’ın ziyareti ile durumu eşitledi, hatta biraz önceden haber verselerdi, görünce konuşacak aklım kalsaydı yani, belki öne bile geçerdi, inşallah bir dahaki sefere artık.

Engin Manap

Engin Manap'ı ofiste kod yazarken bir anda karşısında Azra Akın'ı görünce kekelemeye başlaması ve kernel panic vermesiyle anımsayacağız. Ofisimizden geçen en başarılı stajyerlerden biri olan Engin, bizden sonra TÜBİTAK, Google ve Intellica gibi kurumlarda çalıştı. Kendisiyle gurur duyuyoruz. Bak, yine gülmemiz tuttu...

Yorum Yok

Yorum Yaz

Yorum
İsim
E-Posta
Website