E-Bülten’e kayıt olun

E-Posta:



Muhallebiyi Mi Fazla Yedim, Anne Sütümde Mi Eksik Vardı?

Muhallebiyi Mi Fazla Yedim, Anne Sütümde Mi Eksik Vardı?

Turkcell Zeka Gücü Laboratuvarları’nda müthiş çocuklarla çalışıyoruz ve ister istemez bazı sorulara gark oluyoruz…

Öncelikle şu blog işini bir açıklığa kavuşturayım.

Artistanbul ekibi blog işini çok ciddiye alıyor, blog tutmaya başladığımız 2005 yılından bu yana, yüzlerce blog yazısı yazmışız. Ekipten her hafta en azından bir kişinin “Biz burada ne yapıyoruz?” sorusuna cevap verecek bir yazıyı yazması konusunda son derece hassasım. Çocuklar sağolsun, sektirmeden ve keyifle yazıyorlar yazılarını :).

Şimdi günah çıkarma geliyor: Ah, bir de ben yazabilsem!

Firma içinde benim işim bu aralar “hayal etmek, proje geliştirmek ve bunu müşteriye sunulur hale getirmek” olduğundan, (Havalı olduğu için böyle diyorum yoksa bir şirketi yönetmek, maaş, SGK ve vergi ödeme emirlerini kovalamak, muhtasar diye bir zamazingoyla uğraşmak gibi işlerim de var) artık eskisi gibi blog yazmaya pek fırsat bulamıyorum. Sevgili Akın aramıza tekrar katılınca bazı işleri yavaş yavaş ona devretmeye başladım, bundan sonra umarım daha çok blog yazmaya vaktim olacak.

 

“Abi, bendeki teknoloji burada bitti! N’aapıcaz?”

Twitter hesabımızdan da anlaşılacağı üzere, epey eğlenceli bir ekibiz ve başımızdan bir sürü ilginç hikâye geçiyor. Bu hikâyelerden birisi, Ordu ilindeki Zeka Gücü Laboratuvarı’nda başımıza geldi:

BİLSEM’leri muhtemelen biliyorsunuzdur, Türkiye’nin dört bir yanına dağılan, 100’e yakın noktadaki bu özel eğitim kurumu, her ildeki özel yetenekli ve üstün zekâlı çocukları davet ediyor ve bu çocuklara muhtemelen okullarında bulamayacakları olanakları sunuyor. Yaklaşık bir yıldır Turkcell ile birlikte bu okullara içinde 3B yazıcıdan Arduino kartlara, elektronik sensörlerden lehim havyasına kadar pek çok alet edevatın bulunduğu maker laboratuvarları kuruyoruz. Bu laboratuvarları kurmakla da kalmıyor, oralarda yıl boyunca dersler veriyoruz, bu okullara müfredat sağlıyoruz.

Ordu’daki Turkcell Zeka Gücü Maker Laboratuvarı’na geçen yıl gittiğimizde, pek çok şehirde karşılaştığımız gibi burada da bir sürü zeki/”genious” çocukla tanıştık. Çocuklar henüz 11 yaşında olmalarına karşın müthiş işler yapmış, hemen hepsi bir programlama aracıyla tanışmış, kendi uygulamalarını geliştirmiş oluyorlar. Ordu ilinde de durum farklı değildi.

Her neyse, Ordu’da henüz ikinci dersteyiz ve sınıfta Arduino’nun dışında Unity oyun geliştirme motoruyla da “elini kirletmiş”, 11 yaşında bir arkadaşımız var. Ben sınıftakilere yazılım geliştirirken karşımıza çıkabilecek seçenekleri, özgür yazılım felsefesini falan anlatmaya çalışırken (Memlekete çekirdekten Linuxcu yetiştirmeye çalışıyorum, lütfen!), bu arkadaşımız durmadan elini kaldırıyor ve ısrarla bir şeyler soruyor. Tüm sorularını Oğuzhan ile birlikte cevaplıyoruz.

– Oğuzhan Hocam, bir sorum daha var. Konuyla pek alakalı değil ama..

– Elbette sorabilirsin 🙂

– Hocam şimdi evde bir fotovoltaik panel yapmaya çalışıyorum ama harçlığım buna yetmiyor.. (Eyvah, konu yine acayip bir yere gidiyor)

– Hımmmmm…

– Hımm demeyin hocam! Şimdi ben Ordu Merkez’deki bilgisayarcılardan işe yaramayan, bir sürü eski işlemci topladım. Bu işlemcilerin içindeki silikon wafer’ları fotovoltaik hücre yapımında nasıl kullanabilirim, ben sizden bu konuda yardım istiyorum!

 

Garibim Oğuzhan… Sorunun muhteşemliği karşısında bir an duralıyor ve kulağıma eğilerek bana fısıldıyor:

– Abi, bendeki teknoloji burada bitti! N’aapıcaz?

Ne diyebilirim ki? Durumu kurtarmam lazım!

– Gerçekten çok güzel bir soru bu! Dilersen şimdi diğer arkadaşlarımızın da dikkatini dağıtmayalım ve derse devam edelim. Ben de sana bunun cevabını gün sonunda anlatayım!

Derse geri dönüyoruz, ben ise kimseye sezdirmeden çıkıp, Wikipedia ve diğer kaynakları hatmetmeye başlıyorum. Fotovoltaik hücre nasıl yapılır yahu?

 

Gelelim şu anne sütü meselesine…

Müthiş çocuklarla çalışıyoruz ya, her ne kadar Linux ve pek çok havalı teknolojiyi yalayıp yutmuş, hatta o teknolojilerin gelişimine çeşitli şekillerde destek veren bir ekip olsak da, bu çocuklar ve yapabildikleri karşısında kendimizi yetersiz ya da eksik hissettiğimiz olabiliyor. Sevgili Akın’ın deyimiyle “Abi bilmiyorum, bebekken muhallebiyi mi fazla yedim, yoksa anne sütümde mi eksik bir şey vardı?” gibi soruları arada bir kendimize sormuyor değiliz :).

İşin şakası bir yana, bu müthiş gençlerle birlikte çalışmaktan çok mutluyuz. Anadolu’nun dört bir yanında böyle müthiş gençlerin varlığını bilmek bile insanı Türkiye’nin geleceği hakkında umutlandırmaya yeterken, bu çocuklarla bir takım arkadaşı gibi çalışmak, kesinlikle Dünya’ya bedel bir his!

 

Zeka Gücü Projesi’nde bir sonraki aşama

Bu arada bilmeyenlere aktarayım, Türkiye’de özel yetenekli ve üstün zekâlı gençlerin gidebileceği bir de lise var. Gebze’de, denize kadar uzanan ormanlık bir arazi üzerinde kurulu olan Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Okulu (TEVİTÖL), Anadolu Lisesi müfredatının yanı sıra, uluslararası bakalorya programı, sanatın ve bilimin farklı alanlarında özel yetenek geliştirme programları uyguluyor.

Konuyu nereye bağlayacağımı merak ediyorsunuz sanırım. Sabır buyurunuz efendim…

Şimdi yazının şurasında sizi güzel videoyla başbaşa bırakıyorum:

Özetle söylemek gerekirse, BİLSEM’lerden sonra Turkcell, Zeka Gücü Projesi kapsamında şimdi de TEVİTÖL ile işbirliğine gidiyor.

2016 yılında Zeka Gücü Projesi ile Türkiye’nin 7 bölgesindeki BİLSEM’lerde okul sonrası eğitim gören özel yetenekli öğrenciler için teknoloji odaklı eğitim seferberliği başlatan Turkcell, bu seferberliğin bir sonraki adımı olarak projeyi TEVİTÖL’de hayata geçirdi.

Peki, bu ne anlama geliyor? Türkiye’nin en zeki gençlerinden oluşan bir grup genç ile çok yakında çalışmaya başlıyoruz!

Geçen sene NASA ve bilimum Amerikan üniversitelerine turnuvalarda kök söktürten bir robotik ekibiyle, İnanç Mechatronics takımı ve geniş bir TEVİTÖL öğrenci grubuyla çalışacağız. Sanırım sık sık da Artistanbul’daki çalışma arkadaşlarıma moral destekte bulunmak zorunda kalacağım :).

Zeka Gücü TEVİTÖL'de!

Soldan sağa takım arkadaşlarımız ve yöneticilerimiz: İlayda Şen, Türk Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Rona Yırcalı, Erdem Bahadır, Turkcell CEO’su Kaan Terzioğlu, Dilge Gül, TEV Yönetim Kurulu Başkan Vekili Adnan Adil İğnebekçili, Çağlar Coşkunpınar, Murat Kaan Meral 🙂

Ali Işıngör

1974 yılında İstanbul’da doğdu. İtalyan Lisesi’nde okudu. Kendini bildi bileli ölesiye bir şekilde merak ediyor, bir şeyler okuyor, araştırıyor ve yazı yazıyor. Bu dürtülerini bir hayat tarzına dönüştürüp, böyle yaşayabileceğini anlayınca gazeteci olmaya karar verdi. 1992’de başlayan gazetecilik/yazarlık macerasında yolu Corriere Della Sera, Panorama, M5 Haber, Il Sole 24 Ore, Focus gibi çeşitli dergi ve gazetelerden geçti. Topluluk yöneticiliğinden arta kalan boş zamanın büyük bir kısmını hayaller kurmakla, çizgiroman okumakla (favori kahramanı Corto Maltese’dir), merak etmekle ve özgür yazılım projelerine katkı vermekle harcıyor.

2 Yorumlar

Yorum Yaz

Yorum
İsim
E-Posta
Website