E-Bülten’e kayıt olun

E-Posta:



20’nci Yılında Artistanbul 4.0

20 Yıl ve Artistanbul

20’nci Yılında Artistanbul 4.0

Artistanbul, geçtiğimiz günlerde, tam olarak 2 Ekim günü, 20. yılını kutladı. Günümüzde küçük bir şirket için 20 yılı devirmek önemli bir başarım; hele de teknoloji, internet, yazılım dünyasında. Başta Ali Işıngör olmak üzere bu 20 yılda Artistanbul’a emeği geçmiş herkesi kutlamak ilk yapılması gereken; tebrikler!

Hemen ardından 20 yıl ayakta kalabilmenin sırrına bakmak gerekiyor: nedir bu sihirli iksir? Artistanbul bu 20 yılda birden fazla kez kabuk değiştirmiş; ama metaforun aksine her kabuk değiştirdiğinde eski halinden bir şeyleri muhafaza etmiş; üzerine ekleyerek değişmiş. Artistanbul’un her değişimi bir mutasyon; çevresine uyumunu artıran, hayatta kalmasını ve büyümesini kolaylaştıran yenilikler ekleniyor; buna karşın aslını reddetmeden, geçmişi ile barış içinde büyümesini sağlayan temel özellikler hâlâ orada. İşte bu nedenle ben DNA metaforunu kabuk metaforuna tercih ediyorum; sihirli iksire “Artistanbul’un DNA’sı” diyorum.

 

Artistanbul 1.0 ve 2.0

Artistanbul mutasyonlarına bakalım bir: 2002 yılında butik bir PR ajansı olarak yola çıkan Artistanbul, tasarım konusunda marka isimlerle çalışarak kendisi marka oluyor, ki ben buna Artistanbul 1.0 diyorum.

20 yıllık şirketin ilk ciddi mutasyonu ve belki de izleyecek mutasyonların anası, Pardus Projesi ile gerçekleşiyor; 2006’da (o zamanlar benim başında olduğum) Pardus’un PR ve daha önemlisi camia yönetimini üstlenen Artistanbul, hem yetkinlik alanları hem de ekip yapısı olarak büyük değişim geçiriyor. Dışarıdan bakınca daha genç, daha geek, daha hareketli bir ekip; içeride bu Artistanbul 2.0 dönemine damga vuran ise camia yönetimi yetkinlikleri ve özgür yazılım aşkı. Özgürlük İçin markasını bulan, içini dolduran, camiasını toplayan TÜBİTAK’taki Pardus ekibi değil, Artistanbul idi; bu işi gönül rahatlığı ile ve kelimenin tam anlamı ile outsource edebilmiştik. Öte yandan, örneğin Office Open XML tartışmaları sırasında birlikte Ankara seyahatleri yaptığımız ve çeşitli kamu kuruluşlarında derdimizi anlatmaya çalıştığımız zamanlar yanımızda, kim zaman da önümüzde Artistanbul vardı. Artistanbul’un özgür yazılım tutkusu, ne olursa olsun, yıllar sonra yeni Pardus’tan gelen çağrıya kulaklarını tıkamamasında ve yine camia yönetimini üstlenmesinde gayet aşikâr.

Gerek Pardus projesi ile iç içelik, gerekse Özgürlükİçin platformunu hazır bir platformla gerçeklemek yerine sıfırdan geliştirme konusundaki ısrar, Artistanbul’un yazılım geliştirme dünyasına girişine vesile oluyor. Dolayısı ile hatırı sayılır bir yazılımcı ağırlığı oluşmaya başlıyor ekipte; daha da geek’leşiyor, daha eksantrikleşiyor. Bu da Artistanbul’un ikinci önemli mutasyonu.

 

Artistanbul 3.0

2009 yılında vize hizmetleri firması iDATA ve Visametric’in tüm yazılım sistemini tasarlamak ve geliştirmek için Artistanbul’u seçmesi ile Artistanbul 3.0 resmi olarak hayat buluyor. Barkod okuyucu ve nokta vuruşlu yazıcılardan iş süreçleri ve mali dashboard’lara A’den Z’ye Artistanbul elinden çıkan sistemle üzerinde gerçekten güneş batmayan bir coğrafyada, 20’yi aşkın ülkede, on milyonlarca vize başvurusu işlenmiş durumda.

Bu arada topluluk yönetimi işleri, Artistanbul 1.0 da tüm hızıyla devam ediyor; IBM ve BlackBerry’nin yapımcısı Research In Motion (RIM) işbirlikleri ardından Turkcell’in Geleceği Yazanlar Projesi ile Pardus’u dahi gölgede bırakan bir çapa erişiliyor. Bu sırada içerik oluşturma işi basit bültenler, podcast’ler ve dergileri geçip, ders kitaplarına ve eğitim malzemelerine evriliyor; yüz yüze ve uzaktan eğitim hayatın bir parçası haline geliyor. Numara vermesek dahi önemli bir mutasyon ile Artistanbul artık bir eğitim firması haline de geliyor. Zamanla bu konuda yetkinliğini giderek artırıyor ve özgür yazılım uzaktan eğitim platformu Open edX’in Türkiye’deki tek ve yetkin iş ortağı haline geliyor. Diğer yandan Artistanbul maker camiasına giriyor yavaş yavaş; Turkcell Zeka Gücü Projesi için 80’in üzerinde laboratuvarı yönetmek ve eğitim materyallerini oluşturmak bir yanda, topluluk ve etkinlik yönetimi diğer yanda. Artistanbul mutasyonlarının nasıl birbiri ile kesişip ve etkileşip koca dalgalar ve ileride tsunamiler oluşturacağının ilk işaretleri bu alanda.

İşlerden bahsediyoruz ama Artistanbul’u Artistanbul yapan en önemli özelliklerinden biri bambaşka bir tarafta: Çalışanları ile ilişkisi. Artistanbul 2.0 ile artık bir işveren haline geliyor; ama şirket çıkarlarından önce çalışan haklarını düşünen, çalışanlarına arkadaş ve abi olan bir işveren. Özgür yazılımın getirdiği açıklık ve eşitlik yaklaşımını ekibine de yansıtan Artistanbul’un DNA’sının en önemli bileşenlerinden biri bu; her zaman firmanın yararına işlemese de. Bu açıdan bakınca Artistanbul hiç yaşlanmayan, her zaman genç bir şirket; çalışanları da genç, yaklaşımı da.

2019 yılı Artistanbul’un en parlak yılı oluyor: Turkcell ile çeşitlenerek süren projeler, Arçelik ile bir yandan Dijital Kanatlar, bir yanda 3D yazıcı işi, iDATA’nın genişleyen ve büyüyen işleri, Türkiye Turizmi Geliştirme Ajansı ve Koç Üniversitesi’ne Open edX hizmeti… Büyüyen ve genç bir ekip, parlak finansallar, yeni ve büyük projeler… Öte yanda çalışan ilişkilerini dış bir gözle değerlendirmeye başlama, Great Place to Work programına dahil olma ve 3 yıldır süre giden ödüller. Ardından tüm dünyayı altüst eden pandemi belası çıkıyor ortaya; en çok da Artistanbul’un en önemli gelir kanallarını oluşturan seyahat ve eğitim sektörlerini ezip geçerek.

 

20 yıl sonra “Artistanbul 4.0” ve Spin-off

Artistanbul neredeyse kuruluşundan bu yana ikinci plana attığı, yaptığı işin kalitesi ve çalışanlarının mutluluğu için hep feda etmeye hazır olduğu yerden büyük bir darbe alıyor: Satış ve finansallar. Büyük müşterileri krize girer ve projeler tek tek iptal edilirken Artistanbul harcamalarını olması gerektiği kadar hızla kesemiyor; çalışan çıkarmamak ve ücretleri düşürmemek için ciddi bir mücadeleye giriyor. Eh, gerçekten Great Place to Work olmak kolay değil…

Pandemi dönemi Artistanbul’un kimi zayıf yanlarını da gözönüne seriyor: Az sayıda müşteriye bağımlılığı, yetkinliklerini doğru şekilde pazarlama ve gelire çevirmedeki utangaçlığı ve/veya yavaşlığı, çalışanların hızlı devri, çok iyi bir “ilk çalışma yeri” olurken çalışanların gözünde “kalınacak yer” olamaması, yazılım geliştirme alanında Agile ve benzeri yeni yaklaşımları hayata geçirememiş olması… Pandemi ve sonrasında teker teker bu zayıflıkları üzerine yoğunlaşıyor Artistanbul: Uzaktan eğitim ve Open edX üzerine daha fazla eğilme ve müşteri sayısı ve çeşitliliğini artırma, e-ticaret başta olmak üzere yepyeni alanlara girmek, vb… Benim Artistanbul yolculuğum da bu sıralarda başlıyor: 2022 yılı başından itibaren yönetim ve strateji danışmanlığı yoluyla kadroya katılıyorum…

Artistanbul 4.0 hedefi daha ilk haftalarda ortaya çıkıyor: Mevcut gelir kanallarında katma değeri yükseltmek ve müşteri bağlılığını artırmak, yeni iş kollarını geliştirmek, yeni iş fikirlerini değerlendirmek ve ümit vadedenleri doğru iş ve finans modeli ile hayat geçirmek. İlk ciddi adım da ilk 1-2 ayda belirginleşiyor: e-ticaret iş kolunu dış yatırım alarak bağımsız bir şirket haline getirmek, yani spin-off. Son 6 aylık mesaimizin önemli kısmını alan bu işlem geçtiğimiz haftalarda tamamlandı: Artık Artistanbul’un bir kardeş şirketi var, ayrıntıları önümüzdeki günlerde Akın Ömeroğlu paylaşacak.

Bu spin-off aslında Artistanbul’un ciddi mutasyonlarından birisi: 20 yıllık geçmişlerinde yönetsel açıdan hayli derli toplu ve merkezci olan şirket artık hem bir dış yatırımcıya karşı hesap verir ve sorumlu halde. Öte yandan ekibin bir kısmı, eski Genel Müdürü Akın da dahil olmak üzere, şirketten kopuyor; kimi alanlarda yavaş, kimi alanlarda ise yıldırım hızıyla. Artık farklı prensipler, süreçler, kurallar, kurallar geçerli olacak çitin iki tarafında. Deyim yerindeyse Artistanbul 4.0 yıllardır yazılım, inovasyon ve bilgi konusunda açıklığı şiar edinmiş Artistanbul’un business alanında da açılması bu.

Artistanbul Legacy dediğimiz kısım şimdi biraz daha tenha ve sessiz… Topluluk yönetimi ve eğitim işleri son hıza devam ediyor, yeni projeler ve fırsatlar çıkıyor ortaya. Yazılım ekibimiz bir miktar küçüldü, ama hâlâ üretken ve heyecanlı; yakın zamanda lansmanı yapılacak bir müşteri ürünü üzerinde harıl harıl çalışıyor. Son birkaç aydır üzerinde çalıştığımız bir organizasyon yazılımı/sistemine müşteri arıyoruz, bulursak olumlu etkisini hepiniz hissedeceksiniz :). E-ticaret spin-off’u ardından yeni ve daha büyük fikirlere eğildik/eğiliyoruz; şimdilik açıklanabilecek olgunlukta değiller, kimileri belki hiç bir zaman olmayacak. Ancak Artistanbul DNA’sının gücünü kullanarak çok güzel ve büyük işlere imza atacağımızdan şüphemiz yok.

Artistanbul 4.0 mükemmel fikirlerin elden geçirildiği, bu fikirler üzerine sağlam business modelleri inşa edildiği, bu modellerin yazılım nüvelerinin, MVP’lerin geliştirildiği, bu ürünlere Türkiye ve dünyadan güçlü yatırımcıların bulunduğu ve üstel büyüme rotalarının çizildiği çılgın bir ofis olacak; son zamanların moda deyimi ile bir start-up studio ya da innovation factory…

Bu dönüşümün bir parçası olmak isterseniz, olacağınıza inanıyorsanız, yazılım ya da business alanında çalışmak, fikrinizi birlikte geliştirmek, yatırım yapacak ürün bulmak istiyorsanız bizimle bağlantıya geçin; Cihangir’de ofisimize uğrayın bir kahvemizi (bu aralar, her ne kadar ben hazzetmesem de, ofisin favori kahvesi fındık aromalı) için, sohbet edelim, tahtamıza yazalım çizelim. Bakarsınız bir sonraki unicorn’un hikâyesi bu adımla başlar…

Erkan Tekman

Erkan Tekman, her başımız sıkıştığında görüşüne başvurduğumuz, "Artistanbul 4.0" Projesi'nin mimarı, deneyimlerinden sürekli olarak faydalandığımız bir abimiz... Kendisiyle yan yana çalışmak, büyük bir onur.

1 Yorum

Yorum Yaz

Yorum
İsim
E-Posta
Website